Lennon’ın Anısına
Beatles. John Lennon’ın ilk göz ağrısı. Biraz nostalji. Fazla söze gerek yok. A Hard Days Night. Takvimler 1964 yılını gösteriyor. Liverpool’lu 4 genç çok yakında dünyayı değiştirmek üzere olduğunun henüz farkında değil. Ama bunu başaracaklar. Yer yerinden oynayacak.
A Hard Days Night yönetmen Richard Lester’in çağdaş rock n’roll komedisi, Beatles’ın da ilk uzun metrajlı filmiydi. Onlar bir yandan dünyayı yerinden oynatırken, biz de onların hem başarısına hem de hem de yarattıkları büyük çalkantının ortasında ayakta kalabilmelerine Lester’ın mizahi üslubuyla tanıklık ediyoruz.
Bu arada ilginç bir haber:
New York’ta 1980 yılında öldürülen Beatles grubu üyesi, savaş karşıtı müzisyen John Lennon‘a ait olan ve 2006’da çalındığı belirtilen 86 parça eşya Berlin’de düzenlenen operasyonla ele geçirildi. Olaya ilişkin bir Türk kökenli Alman vatandaşı tutuklandı.
Berlin Suç Dairesi ve savcılık tarafından Berlin Emniyet Müdürlüğünde yapılan basın toplantısında, olaya ilişkin bilgi verildi ve aralarında Lennon’a ait gözlükler, günlükler ve Beatles grubunun konserinde kaydedilen ses bandının da bulunduğu 86 parça eşya basın mensuplarına gösterildi.
John Lennon‘ın ütopik bir dünya kurup hepimize keşke çektirdiği 1971 yılı klasiği Imaigne, Dünya Barış günü için çocuk kitabı haline getirildi.
Lennon’ın en sevdiği kitaplardan birinden bir alıntı. Bakalım bu kitabı ve yazarını bulabilecek misiniz?
Analitik olduğu söylenen zihinsel özellikler kendi içlerinde analize pek de yatkın değildir. Onlara yalnızca sonuçlarından ötürü değer veririz. Diğer özelliklerinin yanı sıra, onların hakkında bildiğimiz bir diğer şey de, haddinden fazla olduklarında onlara sahip olan kişi için daima en etkili haz kaynağı olduklarıdır. Güçlü insanın fiziksel gücüyle övünmesi, kaslarını çalıştıran egzersizleri sevmesi gibi, analizci de düğümleri çözen zihinsel faaliyeti sever. Yeteneğini devreye sokmasını sağlayan en anlamsız işlerden bile zevk alır. Muammalardan, açmazlardan, gizli simgelerden çok hoşlanır; bunları çözerken sergilediği keskin zekâ, normal akla olağanüstü görünür. Tam da yönteminin özü ve temeli sayesinde ulaştığı sonuçlar aslında düpedüz sezgiyi andırır.