Mutfak Müzik İster
Yemek ve müzik yakından bağlantılı konular. İkisi de insanı besliyor, biri ruhumuzu besliyor diğeri vücudumuzu. İtalyan ses tasarımcısı ve besteci Dieogo Stocco birbirinden ilginç işlere imza atmış bir sanatçı. Onun için her şey bir müzik enstrümanına dönüşebiliyor, yeter ki ses versin. Dieogo’yu daha yakından tanımak isteyenler sitesine göz atmak isteyebilir: diegostocco.com Diego’nun bu çalışması Mutfak Radyosu’nun ilham kaynaklarından birisiydi.
Yemek ve müzik
Roma’daki San Pietro Bazilikası’yla karşılaştığınızda , önce korkuyla karışık bir hayranlık duyarsınız, sonra şaşkına dönersiniz, kafanız karışır. Görkemli, harikulade süslenmiş bir kilisedir bu: Harcanan parayı bir düşünün! Hıristiyanlığın en büyük kilisesidir. Peki, böyle bir pırıltı Tanrı’nın Evine yakışır mı? Açlıktan ölenleri, evsizleri düşünün. Bu paranın onlar için harcanması gerekmez miydi? Niçin bu kadar çok papa resmi varken, İsa’nın ve Tanrı’nın resmi daha azdır? Tanrı’nın Evi’nde bu kadar fazla sanat, putperestlikle bağlantılı değil mi? Bazılarına göre, San Pietro Bazilika’sını görmek bunaltıcı bir deneyimdir: Kilise, dünyevi şeyleri çok fazla ciddiye alıyormuş, aşırı bir zenginlik sergiliyormuş duygusu yaratır. Kutsal olanı pekiştirmek için zenginlik, sanat ve güzelliğin bir arada kullanılması, Hıristiyanlığın ilk dönemlerinden beri Kilise’yi endişelendirmiştir. Güzellik boştur; güzellik Tanrı’nın tezahürüdür. İmgeler [resim, heykel] tehlikeli putlardır; imgeler inananları bilgilendirir, eğitir. Hıristiyan estetiğinin özünü, bu karşıt kavramlar oluşturur.
“güzellik üç koşula bağlıdır; bütünlük veya kusursuzluk –kusurlu olan şey neticede çirkindir; ikincisi, doğru orantı veya uyum ve üçüncüsü de parlaklıktır –parlak, pırıltılı renkleri olan şeyler, güzel addedilir.”