Jay Jay Johanson – NDE
Jay-Jay Johanson, NDE İsveçli vokalist, besteci, söz yazarı. Jay Jay Johanson hep melankolik vokalleriyle tanındı. Johanson ilk albümü Whiskey 1996’da yayınlandığında henüz 20 yaşındaydı. Albüm trip hopa kayan caz vokalleri ve film noir’ı çağrıştıran soundlarla bezeliydi. Çok beğenilmişti. Johanson zamanla şiirsel ambiance’a kaydı ve elektronik deneysel yaklaşımlarıyla minimalist melankolik çizgisini korudu.
Biraz Aşk’a Ne Dersiniz?
Aşk, uyumsuzların uyumudur
Simone Signoret – Yves Montand
Kadın, Fransız sinemasının en anlamlı yüzü, adam Fransız müziğinin en etkileyici sesi. Kadın çok okuyan bir entelektüel, adam boksörlükten gelme, haylaz ve neşeli bir oyuncu, özel bir şarkıcı. Başka ilişkilerde uçurum yaratacak uyumsuzluklar onların güçlü aşklarıyla büyük bir uyuma döndü…
Aşkın Tarifi için tıklayın
Bilin Bakalım Hangi Kitaptan
Karayolu West Egg ile New York arasındaki yolun neredeyse tam ortasında apar topar demiryolu ile birleşir ve ıssız bir arazi parçasından kaçmak için çeyrek mil boyunca onunla yan yana ilerler. Burası küller vadisidir —küllerin buğday misali boy atarak sırtlara, tepelere, grotesk bahçelere dönüştüğü; evlerin, bacaların, tüten dumanın ve nihayetinde de, üstün bir çabayla, çoktan toz olup puslu havaya karışmış bir karartı olarak hareket eden insanların şekline büründüğü düşsel bir tarladır. Ara sıra vagonlardan oluşan gri bir çizgi görünmeyen bir hat boyunca kıvrılarak ilerler, korkunç bir gıcırtı çıkararak durur; hemen ardından ellerinde kurşun rengi küreklerle kül rengi insanlar üşüşür ve yaptıkları bulanık işi görmenizi engelleyen koyu bir toz bulutu kaldırırlar.
Ama ansızın bu kül rengi arazinin ve onu sonsuzca kaplayan kara toz bulutunun istemsiz kasılmaları üzerinde yükselen Doktor T. J. Eckleburg’un gözlerini algılarsınız. Doktor T. J. Eckleburg’un gözleri mavi ve kocamandır—gözünün retinası bile neredeyse bir metre yukarıdadır. Gözleri bir yüzden değil de, daha çok olmayan bir burnun üzerine oturan devasa sarı bir gözlükten bakar. Belli ki tuhaf bir mizah anlayışına sahip bir göz doktoru Queens’te işleri açılsın diye bunu buraya koymuş, sonra kendisi ebedi bir körlüğe kapılmış veya bunu burada unutup çekip gitmişti. Ama güneşe, yağmura maruz kalıp, boya yüzü görmeden geçirdiği zaman içinde biraz soluklaşan doktorun gözleri, heybetli çöplüğün üzerinde kara kara düşünüyordu.
[1] Yarım kilometre. (ç.n.)