Paylaşmak güzeldir

Zaalouk – Domatesli Patlıcan Salatası

Zaalouk – Domatesli Patlıcan Salatası Fas mutfağının vazgeçilmezlerinden lezzetli bir meze. Patlıcan, domates, sarımsak, zeytinyağı ve çeşitli baharatlarla yapılan zaaoluk meze olarak yenmenin yanı sıra, bir dip sos olarak da genellikle kızarmış ekmeğin üzerinde servis ediliyor.

 

İşin püf noktası malzemede saklı: Hazırlarken taze ve olgun domates kullanın ve salatanın üzerine extra virgin sızma zeytinyağı serpin.

Damak tadınıza göre dilerseniz hazırlarken bir dilim limon ve kırmızı pul biber ilave edebilirsiniz.

Zaalouk

Hazırlık Süresi: 20 dk. Pişirme Süresi: 40 dk.

Malzeme

4 – 6 kişilik;

1 iri patlıcan, kabuğu soyulmuş ve doğranmış

4 iri ve olgun domates, kabuğu soyulmuş, çekirdekleri çıkarılmış ve doğranmış

3 diş sarımsak, ince doğranmış veya ezilmiş

1/3 su bardağı doğranmış taze kişniş ve maydanoz, karışık

1 tatlı kaşığı paprika

1 tatlı kaşığı kimyon

1 ½ tatlı kaşığı deniz tuzu

1/8 tatlı kaşığı kırmızı Arnavut biberi (tercihe bağlı)

1/4 su bardağı sızma zeytinyağı (tercihen extra virgin)

1/3 su bardağı su

Bir dilim limon (isteğe bağlı)

Hazırlanışı

Dilerseniz, patlıcanı kabuğunu soymadan közleyebilirsiniz. Bunun için patlıcanı boylamasına dilimleyin, fırın ızgarasında çevirerek yaklaşık 15 dakika boyunca közleyin; kbuğu kavrulmuş olacak ve içi de iyice yumuşak olacak. Daha sonra kabuğunu soyun ve el blenderinden geçirerek püre kıvamına getirin. Şimdi tarife geçebilirsiniz.

1. Bütün malzemeyi derin bir tencere veya tavada karıştırın. Kapağını kapatın ve orta (veya orta yüksek) ateşte 30 dk. kadar kaynatmadan ara sıra karıştırarak pişirin. Gerekirse ocağın altını kısarak ayarlayın ve yiyeceklerin yanmamasına dikkat edin.
2. Bir kaşık veya patates ezici yardımıyla pişmiş malzemeyi iyice ezerek domates ve patlıcanın güzelce karışmasını sağlayın. Dilerseniz bu aşamada tavaya bir dilim limon ekleyebilirsiniz. Yaklaşık 10 dk kadar daha, yemeğin suyu iyice azalana dek kapağını kapatmadan pişirin. Dibinin tutmamasına dikkat edin.

İster sıcak ister soğuk olarak kıtır veya kızarmış ekmekle servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun

ŞİPŞAK BİLGİ

Batı kültüründe en bilindik öykülerden birisi, ilk erkekle kadının, yani Âdem ile Havva’nın cennetten kovulma öyküsüdür. Tanrı Âdem’e şöyle der: “Toprak senin yüzünden lanetlendi. Yaşam boyu emek vermeden yiyecek bulamayacaksın. Toprak sana diken ve çalı verecek. Yaban otu yiyeceksin. Toprağa dönünceye dek, ekmeğini alın teri dökerek kazanacaksın. Çünkü topraksın, topraktan yaratıldın ve yine toprağa döneceksin” (Yaradılış 3: 17–19). Böylece Cennet’in doğusunda çalışma, kayıp, acı ve ölüm başladı. Hıristiyan sanatının büyük bir bölümü, günahlardan arınma ve kendi başımıza açtığımız bu büyük varoluş acısından kurtulmayı açıklasa da, çoğu sanat tarihçisi ve eleştirmen sanata –asıl mevzu olmanın dışında– Cennet’ten kovulmamızın bir diğer kanıtı olarak bakar. Sanatın insanın mücadelesini dolaysızca tasvir etmesi gerekmez ille de; bilakis, kendi trajik boyutuna sahip olan toplumdaki durumumuzu, daha karmaşık ve dolaylı bir tarzda ifade eder. Cennet’te Tanrı’yla birlikte yaşamak yerine başkalarıyla birlikte yaşıyoruz; ağaçlardan meyvelerimizi uzanıp almaktansa, kendi varoluşu için çalışmak zorunda olan toplumsal varlıklar olduk. Her ne kadar, bu öyküyü mitsel şekilde ele alsam da, vurgulamak istediğim nokta, hayatta kalma ve çalışmanın aşikâr gerçekliğidir. Deneyim olarak hayat, bir dizi aktif ve bilinçli uğrak olarak hayat, idealleştirilmemiş bir sanat anlayışına ulaşmamızı sağlayabilir.

Paylaşmak güzeldir